Maç Adanaspor için kötü başlamamıştı. Ümraniyespor doğal olarak üstün görünse de beklenen baskıyı üretemedi, maçın başı itibari ile.
Derken bir korner kazanan Ümraniyespor, Roche’nin sadece topa odaklanıp rakibi unutması nedeni ile marke edemediği Mrsic’in kafa vuruşu ile golü bularak işleri kendi lehine kolaylaştırdı. Roche vücudunu hem topu hem rakibi gözetecek şekilde konumlandırmalıydı. O sadece topa odaklanarak bir altyapı eksikliğini gösterdi bizlere.
Dakikalar otuzu gösterdiğinde soldan Adanaspor cezasahasına gelen topta Ulaşı’ın marke ettiği Bammou çokrahat bir kontrol ve dönüşle içeri katederek vuruşunu yaptı, fakat şans Adanaspor’ve Ulaş’ın yanındaydı. Buda defansif anlamda ki markaj yetersizliğinin ve yaşanacak sıkıntıların bir ön habercisi idi. Demeye kalmadan bu defa ters taraftan korner kazanan Ümraniyespor öndirekten arkaya aşırtarak kullandığı korner organizasyonuyla ikinci golü buldu.Bu defa ; golü atan Alim Öztürk’ü marke edemeyen oyuncumuz Ulaş Zengin’di .
İki golde de iki defans oyuncumuzun bireysel ve çok büyük hatalarında geldi. Nedeni DURAN TOPLAR DA UYGULANAN ALAN SAVUNMASI. Bu problemin Dünya futbolunda da çok büyük bir problem olduğunu düşünüyorum. Özellikle son birkaç yıldır bunu net görmeye başladım.
Duran toplarda Alan savunması yerine eski den uygulanan adam adama paylaşım bence çok daha etkili ve en azından sorumluluk yüklenen oyuncuların daha agresif ve istekli markaj yapmasını da sağlayabilir diye düşünüyorum. Golü atan oyuncu, kimin marke ettiği adam ise hata o oyuncuya yüklenirse , hata yapmamak adına daha iştahlı defans yapılabilir.
Sait Hocamız bu sorunu böyle çözebilir.
Gelelim ikinci yarıya ; maça bitti gözüyle bakan Ümraniyespor ile mecburen risk alıp oyunu değiştirmeyi düşünen bir Adanaspor vardı saha da. Bruns ile Ciss/Eren ile Ahmethan değişikliği ile başladık oyuna.
Ahmethan en önde solunda Ciss sağında Tetteh ile ileri üçlü oluşturuldu.
Ümraniyespor’un bıraktığı topa Adanaspor sahip çıktı. Top çevirerek gol aramaya başladı. Rakip kaptığı toplarla hızlı çıkışlarla tehlike yaratma çabasındaydı. Temposu düşük dakikaları izlerken, Bennaser sahaya kalitesini ve oyuna ağırlığını koymaya başladı.76’da Bennaser soldan girdi Ahmethan onsekiz içinden vurdu top auta çıkarken, bu pozisyon gelecek golün habercisi gibiydi. Dakikalar 80’i gösterdiğinde yine soldan çok şık çalımlarla giren Bennasser boş pozisyondaki Tetteh’e çıkardı Tetteh’e sadece dokunmak kaldı.Burda bir parantez de Celil’e açmak isterim; bu ligin üzerinde bir kaliteye sahip golün başlangıcında Bennaser’e pası atan oyuncuydu. Maçın genelinde de zaman zaman stoperlerin arasına girerek top çıkardı, zaman zaman ön tarafta bir ofansif ortasaha gibi pozisyon üretmeye çalıştı. Tıpkı Yunuz Akgün gibi bir üst ligde çok daha başarılı olup ülke gündemine gelebilir.
Ciss fuleli gibi görünüyor fakat direkt kaleye gitme cesareti gösteremedi aldığı topları çevresine geri vermeyi tercih etti. Sanki hep sağ ayağına göre pozisyon aradı izlenimi verdi bana. Son dakika da Fıratcan’ın güzel pasını altıpastan kötü bir kafa vuruşuyla değerlendiremedi ve bu 1 puanı İstanbul’da bıraktıran pozisyondu. Özgüven eksikliği net görüldü.
Maç özelimde; üzücü olan şey. Ortaya konan mücadele ve emeğin amatör takımlarda bile olmayacak kadar basit markaj hatalarından kaynaklanan gollerle boşa gitmesi ve sonucunda kaybedilen puanlar oldu.
ZAFER ÜNVER