Konyaspor maçının ardından, onüç hafta sonunda Demirspor’un puanı iki. Geçmişi konuşup, bu saatten sonra “keşkelerin”, “ayağımızı yorgana göre uzatsaydık” demenin bir anlamı da kalmadı.
Bundan sonraki süreçlerde, maç bazında bir yorum yapmanın, teknik-taktik yazmanın da bana göre çok fazla anlamı yok.
Bakmayın siz Konya’nın galibiyetine, Demirspor’un ilk yarının sonunda, ikinci yarının hemen başında ve ikinci yarının sonlarına doğru bulduğu pozisyon, Konya’nın bulduklarından daha net ve fazlaydı. Demirspor’un problemi, üçün bölgedeki oyuncu grubunun yapabileceklerinin sınırlı olması, bir forvet niteliğinde oyuncunun takımda olmayışıdır.
Bu kadar olumsuzlukların yanında, Demirspor’lu oyuncuların onurlu mücadelelerini alkışlıyorum. Her maçı aynı ciddiyetle oynamaya çalışıp, ellerinden geldiği kadarını oynuyorlar. Kısacası, oyun disiplininden hiç kopmadan oynadılar. Bu ligde çıkış yapmak isteyen oyuncu gruplarıyla yapabileceklerinin hepsi bu.
Bundan sonrası için;
İzzet’in yeteneklerini izlemek, Arda’nın defansın sağındın hücumlarından üreteceği pozisyonlara odaklanmak, Maestro’nun futbol topuyla bütünleştiğinde, nasılda güzel işler yaptığını görmek olacak.
Bir cümlede etmeden geçemeyeceğim konu; aldıkları veya alamadıkları puanları dert etmeden oynayan, takıma liderlik yapan, başta Semih kaptanı, kaleci Vedat’ı, Yusuf Sarı’yı, Maestro’yu, Manev’i ayrıca tebrik ediyorum.
Burada üzerinde durulması gereken, Arda ve İzzet gibi oyuncuların çoğalması, bunların daha fazla maçlarda yer almasıdır. Burada düşünülmesi gereken; gelecek sezonda yol yürüyecek, onları vitrine taşıyacak oyuncu grubuna yer verilmesidir. Geçmişte yapılmayan anlayışın başında, bir sürü ünlü oyuncu grubunun içinde, oynayabilecek birkaç oyuncuya yer verilmeyişidir.
Son söz;
Demirspor yönetiminin, mevcut durumdan çıkaracağı dersleri mutlaka vardır. Bilinmesi ve unutulmaması gerekende şudur; Geleceğin Demirspor’u ellerinin altındaki gençlerde saklıdır.
RAMAZAN ÇAKIR